“Etmek” is one of the most common verb in Turkish language. It is an auxiliary verb. In this post, we will learn various usages of “etmek” in Turkish language
Below you will find example sentences related with the given meaning of “etmek”.
Devam etmek : “To continue” in Turkish
Türkçe öğrenmeye devam edeceğim.
I will continue to learn Turkish
Ders çalışmaya devam et.
Continue to study
Devam etmeden önce, biraz dinlen.
Before you continue, rest little bit.
Merak etmek : “To worry” in Turkish
Seni çok merak ettim.
I was very worried about you.
Merak ediyorum, bir şey mi oldu?
I worry, did something happen?
Onu merak etmek zorunda değilsin.
You don’t have to worry about him.
Merak etmek : “To be curios” in Turkish
Yeni oyunu merak ediyorum.
I am curious about the new game.
Doğum günü hediyemi çok merak ediyorum.
I am very curious about my birthday present.
Sınav sonucumu merak ediyorum.
I’m curious about my exam result.
Kabul etmek : “To accept” in Turkish
Teklifini kabul ediyorum.
I accept your offer.
Bu pahalı hediyeyi kabul edemem.
I’m curious about my test result.
Bu teklif kabul edilemez.
This offer cannot be accepted.
Reddetmek : “To reject” in Turkish
Onun saçma teklifini reddettim.
I rejected his ridiculous offer.
Reddedemeyeceğim bir teklif ile geldi.
She came with an offer I couldn’t refuse.
Yeni iş teklifini reddettim.
I rejected the new job offer.
Rahatsız etmek : “To bother” in Turkish
Beni rahatsız etmeyi bırak!
Stop bothering me!
Beni rahatsız eden bir şey var.
There is something that bothers me.
Seni rahatsız eden şey nedir?
What is it that bothers you?
Tercüme etmek : “To translate” in Turkish
Bir metin tercüme etmem gerekiyor.
I need to translate a text.
Bu Türkçe metini tercüme edebilir misin?
Can you translate this Turkish text?
Bu yazıyı tercüme edemedim.
I could not translate this article.
Alay etmek : “to make fun of ” in Turkish
İnsanlarla alay etmek iyi bir şey değildir.
Making fun of people is not good.
Benimle alay etme lütfen!
Please don’t make fun of me!
Bilmediğin şeylerle dalga geçme.
Don’t make fun of things that you don’t know
Armağan etmek : “to dedicate ” in Turkish
Bu hediyeyi sana armağan ediyorum.
I dedicate this gift to you.
Bu şiiri sana armağan ediyorum.
I dedicate this poem to you.
Cesaret etmek : “to dare ” in Turkish
Gözlerine bakmaya cesaret edemiyorum.
I dare not look into your eyes.
Onu sevdiğimi söylemeye cesaret edemedim.
I couldn’t dare to tell her that I loved her.
Hata etmek : “to make a mistake ” in Turkish
Sana ve sözlerine güvenmekle hata ettim.
I was wrong to trust you and your words.
Telefon etmek : “to make a phone call ” in Turkish
Türkiye’ye telefon etmem gerekiyor.
I need to make a phone call to Turkey
Zamanın olduğunda bana telefon et.
Call me when you have time.
Şikayet etmek : “to complain ” in Turkish
İşçiler sürekli yemeklerden şikayet ediyor.
Workers are constantly complaining about the food.
Öğrenciler zor sınavdan şikayet ediyor.
Students complain about difficult exam.
Yardım etmek : “to help ” in Turkish
Türkçe sınavı için sana yardım edeceğim.
I will help you for the Turkish exam.
Bana yardım eder misin?
Can you help me?
If you have any question please share with us in the comment section.
For more about the Turkish vocabulary , please visit the Vocabulary page